MUT HAVA DURUMU
BİZE ULAŞIN 0324 774 2727 (Pbx)

Doğal Güzellikler

- +

KARACAOĞLAN ÇINARALTI PARKI: Asırlık 5 çınar ağacı ile bir pınarın bulunduğu “Karacaoğlan Çınaraltı Parkı” adını çınarlar ile Karacaoğlan heykelinden almaktadır. Çınarların hangi tarihte ve kim tarafından dikildiği bilinmemektedir. Yaz aylarının ilçede çok sıcak geçmesi nedeniyle yaylalara göç etmeyen halk serin olması nedeniyle günün büyük bölümünü burada geçirirken, kentten geçen yabancılar burada mola vermektedir. İlçe halkı tarafından Karacaoğlan Çınaraltı Parkı’yla ilgili bir de tekerleme söylenegelmiştir: “Beş çınar bir pınar, olmazsa Mut yanar” Çınarlar anıt olarak tescillenmiştir. Bölge Sit alanı olarak işaretlenmiştir.

KARAEKŞİ TABİAT PARKI: Mut Doğa Koruma ve Milli Parklar Mühendisliği hizmet alanında bulunan Karaekşi Mesire Yeri, Orman Bakanlığı’nca Milli Park ilan edilen bir dinlenme yeridir. Saha 1965 yılında tesis edilmiştir. 8,5 Ha’lık günübirlik piknik alanıdır. Özelliği, orman içerisinde doğal kaynak suyuyla ve dere kenarı oluşudur. Saha tamamen çınar ve kızılcam ağaçlarıyla kaplıdır. Alanda, lokanta, satış büfesi, tuvalet, çocuk oyun alanı, otopark bulunmaktadır. Ayrıca yeterli sayıda piknik masası ve ocak bulunmaktadır.

SASON (SASUN) KANYONU: 2000 yılında 1. derece Sit alanı olarak tescil edilen kanyon, ilçeye bağlı Çömelek Köyü sınırları içerisindedir. Sason Deresi’nin geçtiği kanyon, yaklaşık 12 km uzunluğundadır. Göçmen kuşların göç yolu üzerinde bulunan Sason Kanyonu’nun duvarlarındaki kaya mezarları yırtıcı kuşları da barındırmaktadır. Sason ve Göğden kanyonlarının duvarları 2 bin 400 yıllık bir tarih saklamakta olup, 200 – 300 m duvar gibi kayaların içinde insan eliyle oyulmuş mağaralar bulunmaktadır. Antikçağda Isaurialılar’ın kayalara oyduğu mezarlar ile bu ve diğer mağaralar arasında geçitler bulunmaktadır. Doğal kaya mağaralarda insan eliyle işlenmiş merdiven kalıntısı, kapı, kalker taşlardan örülmüş duvarlara rastlanılmaktadır. Keben Köprüsü’nden yaklaşık 1,5 km uzaklıkta ana kayaya işlenmiş basamak halinde merdiven kalıntıları bulunmaktadır. Bu merdiven kalıntılarının devamına sonradan ahşap merdiven eklenmiştir. Merdivenin yamacında duvar örgü kalıntıları bulunmaktadır. Yine merdivenden yaklaşık 250 m uzaklıkta doğal mağaralarda insan eliyle yapılan değişikliklerle yaşamsal mekanlar oluşturulmuştur. Göksu Nehri’ne ulaşan Sason Deresi’nin geçtiği derin kanyonun tabanında tarım yapmaya elverişli düzlükler bulunmaktadır. Çevre köylerde yaşayanlar antik çağda kanyon duvarlarına oyulan mağaralara ve kaya mezarlarına ulaşımı sağlayan basamakları kullanarak vadinin tabanındaki tarlalara inebilmektedir. Mağaralar, köylüler tarafından günümüzde ağıl olarak kullanılmaktadır. Doğal konumunu koruyan kanyon, hayvan barınakları haline dönüştürülmesiyle tehlike altındadır. Sason Kanyonu’nda kayalara oyulmuş antik merdivenler çoğu yerde (aşınmadan dolayı) erimiştir. Bu nedenle kanyonun belirli bir noktasına kadar inilebilmektedir. (Bazı yerlerde de köylülerin yaptığı derme çatma ahşap merdivenlerle inilebilmektedir.) Bu noktalarda kanyonun içine inmek için dağcıların teknik kurallarını uygulamak gerekmektedir.

KESTEL KANYONU: Dağpazarı Köyü sınırları içerisindeki Kestel Kanyonu sarp kayalarla heybetli görünüme sahiptir. 5 kilometre uzunluğundaki Kestel Kanyonu yaban keçilerinin 1987 yılından buyana 1961 hektarlık alanda yaban keçilerinin korunması amacıyla koruma sahası mevcuttur. Resmi kayıtlara göre 400 yaban keçisinin yaşadığı ve koruma altına alınan 5 kilometre uzunluğunda bir kanyondur. Sarp kayalarla heybetli bir görünümü olan Kestel kanyonu, görülmeye değer bir bölgedir. 2003 Yılında yürürlüğe giren Kara AvcılığıYasası çerçevesinde çıkarılan yönetmelikle “Yaban Hayatı Geliştirme Sahası” olarak ilan edilen 5 yaban hayatı geliştirme sahası’ndan birisi olma özelliğini taşıyan Kestel Kanyonu için “Kestel Dağı Yaban Hayatı Geliştirme ve Gelişme Sahası Yönetim Planı” oluşturulmuştur. Bölgede Bakanlığın izni çerçevesinde av turizmi gerçekleştiriliyor.

GÖKSU: Antalya, Konya, Karaman ve Mersin illerinden akan ve Akdenize dökülen bir nehirdir.
Göksu nehri 260 km uzunluğundadır. Aşağı yukarı aynı uzunlukta iki kolu vardır, kuzey kolu Gökçay güney kolu ise Gökdere’dir, ikisinin kaynağıda Toros Dağları’ndaki Geyik Dağları’ndan çıkar. Geyik Dağları Antalya-Gündoğmuş ve Konya-Hadım arasındadır ve Alanya’nın 50 km kuzeyinde bulunur. Bu iki kol Karaman- Ermenek’i geçtikten sonra Mut’un güneyinde Suçatı köyü yakınlarında birleştikten sonra Göksu adını alır.Göksu daha sonra Taşucu ile Silifke arasından Akdeniz’e dökülür.
Göksu Nehri özel doğa yapısı nedeniyle Çevre ve Orman Bakanlığı’nca koruma altına alınmıştır.
İmparator Frederick Barbarossa Üçüncü Haçlı Seferi sırasında 1190 yılında Göksu’da (o zamanki adıyla Saleph) boğulmuştur. Göksu Nehri’nde, Mut’un güneyinden başlayarak 90 km’lik bir bölümünde su sporları yapılır. Genellikle yavaş akışlı bir nehir olması nedeniyle raftinge (akarsu veya nehir botu sporu) yeni başlayanların deneyim kazanmaları için son derece uygundur.

KIRKPINAR: Etrafındaki köylere içme ve sulama suyu da sağlayan Kırkpınar’ın adı buradaki kaynak sularından gelmektedir. Hacınuhlu ve Yıldız köylerinin arazilerini sulamaktadır. Suyun kalan bölümü ise Mut Çayı ile Göksu’ya ulaşmaktadır. Kırkpınar bölgedeki halk dışında çok fazla bilinmemektedir.