Evkaf defterlerinde Mut Camii veya Cami-i Şerif olarak kayıtlı olan ve bugün Lâal Paşa Camii olarak bilinen cami, 16. yüzyılda Mut şehrindeki tek camidir. Camiyi kimin, ne zaman yaptırdığına dair kesin bir bilgi yoktur. Ancak Şenol Çetin, Mut’ta cami ile birlikte bulunan La’l Medresesi de bulunduğu için bu iki eserin birlikte yaptırılmış olabileceğini; La’l Medresesi’nin 1443-1444 (hicri 847) yıllarında yapıldığına göre, caminin de aynı tarihlerde, tahminen 1440-1450 yılları arasında yapıldığını söylemektedir. Şikârî’de kayıtlı olan Karamanoğlu Alâeddin Bey’in emirlerinden ve bir ara Niğde Kalesi’nde dizdârlık yapan La’l Ağa’nın Mut’taki cami ve medreseyi yaptıran kişi olmasının muhtemel olduğunu yazmaktadır.
Mut ve Sinanlı kadısı Molla Süleyman’ın, cami hatibinin değiştirilmesi hususunda merkeze gönderdiği Şubat 1798 (Ramazan 1212) tarihli bir yazıda “Mut kazasında merhum ve mağfur La’l Paşa hazretlerinin binâ eylediği cami-i şerif” ifadesi; 1815 (1231) tarihli başka bir belgede de “Mut kazasında vâki eshâb-ı hayrattan merhum cennetmekân firdevs-i esyân La’l Paşa hazretlerinin binâ eyledikleri medrese” ibaresi geçmektedir. Bu ifadelere göre cami ve medresenin La’l Paşa tarafından yaptırılmış olduğunu anlayabiliriz.
Laal Paşa, asıl adı Musa olan bir köledir. Ve Karamanoğlu Beyliği’nde şehzade eğitmenliği de yapmıştır. Laal Paşa, önceleri Karamanoğlu Alaeddin Bey’in kölesi olarak Beyliğe dahil olmuştur. Devlet işlerinde verilen görevleri başarıyla yaptıktan sonra Alaeddin Bey’in gözüne giren köle Musa; Alaeddin Bey’in emriyle iyi bir eğitim görüp, iyi bir tahsil yapmıştır. Sonraları Laal Ağa’da gördüğü kabiliyeti takdir eden Alaeddin Bey, onu azad edip hür bir adam olmasını sağlamıştır. Hususi ve resmi devlet işlerinde gösterdiği yüksek başarıdan dolayı kendisini Niğde Kalesi dizdarı yapmıştır.
Bir zamanlar caminin çevresinde bir hamam olduğu ve caminin avlusunda da toprak örtülü bir damı olan taş yapılı bir medrese bulunduğu bilinmektedir. Ancak bu iki yapı da günümüze ulaşamamıştır.
Bu yapıların ayakta kalması için vakıf gelirler koymuştur. Laal Paşa’nın her kölede olduğu gibi doğum tarihi ve Karamanoğulları’na nasıl intisap etmiş olduğu belli olmadığı gibi mezarı ve ölüm tarihi de belli değildir.
Cami, dikdörtgen bir kaide ve sekizgen kubbe kasnak üzerine yapılan La’l Camii, tek kubbelidir. Dıştan 18×21, içten 11.45×18.70 ölçüsündedir. Bina kubbesi kuzeyde 5 kubbeli son cemaat yeri olup, yekpâre silindirik ve yeşil somaki sütunlar bugün badanalanmıştır. Mermer sütun başlıkları kaba işçilikle üçgenlere bölünmek suretiyle bezenmiştir. Binayı aydınlatan pencereler iki sıra halinde ve ikişer adet olmak üzere üç cephede; kuzeyde ise kapı yanlarında birer adet açılmıştır. Binaya giriş iki kapı ile sağlanır. Kuzeydeki ana kapı Karamanoğulları’nın diğer eserleri ile kıyaslanamayacak kadar sadedir.
Caminin ilk inşasında minare yapılmamıştır. Ve cami revakları yapılırken; batı tarafındaki kemer üzerine zarif bir ezan kulesi yapılarak cami ibadete açılmıştır. Bu ezan kulesi, 1915 yılında revak ile beraber yıkılmıştır.
Laal Paşa Camisi’ne giriş kapısı, kuzey cephededir. Doğu cephesindeki ufak kapı, caminin doğu köşesine yakındır. Bu kapıdan tahta merdivenle kadınlar mahviline ulaşılmaktadır. Kuzeyde ayrıca dört sütunun taşıdığı yuvarlak kemerli revaklı son cemaat yeri bulunmaktadır. İç kısımda, ana kubbeyi dört paye taşımaktadır. Dört kemerden başka niş oluşturan dört kemer daha vardır. Caminin mermer minberi orijinaldir ve mukarnas işçiliktir. Mihrap nişi sonradan boyanmıştır. Laal Paşa Camii, 1752 yılında İçel alisi Çelik Mehmet Paşa’nın divan katibi Hacı Mustafa tarafından onarılmıştır. Onarım kitabesi zamanında minbere konulmuş, ancak günümüze kadar ulaşamamıştır. İkinci onarım ise 1820 yılında
Mehmet İbni Emrullah tarafından yapıldığı bilinmektedir.
1923’te, caminin revak ve minaresinin yapımına başlanılmıştır. Bu inşaya ait 1923 tarihli kitabe revağın sağındadır. 1936 yılında minarenin yapımı tamamlanmıştır.
Kitabeye göre iki defa onarım gören caminin bahçesinde 2 adet kümbet bulunmaktadır. Kümbetlerin birinde 3 adet, diğerinde ise 4 adet mezar bulunmaktadır. Evliya Çelebi, Seyahatname adlı eserinde
La’l Camiinden sıvalı ve kagir kubbeli bir cami olarak bahsetmektedir. Laal Paşa’nın kabrinin bu kümbetlerden birinde bulunduğunu yazmaktadır.